Fizik tedavi “onarma” anlamına gelmektedir. Egzersizler yoluyla kas iskelet sistemi ve sinir sisteminin fonksiyonel yetersizliklerinin giderilmesi ve tedavi edilmesidir.

Rehabilitasyonun kelime anlamı ise kaybedilen fonksiyonların yeniden kazandırılmasıdır. Kişinin doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle ortaya çıkan kalıcı veya geçici yetersizliklerinin belirlenmesi ve tedavi edilmesi sürecidir.

Fizik tedavi ve rehabilitasyonun amacı çocukların, anatomik, fizyolojik ve çevresel kısıtlılıklarını en aza indirmek, fonksiyonel ve psikolojik bağımsızlıklarını maksimum seviyeye çıkararak yaşam kalitelerini arttırmaktır.

Fizik Tedavi, serebral palsi, Down Sendromu, kas hastalıkları, brakial lexus yaralanmaları, skolyoz, tortikolis, otizm, mental retardasyon, metabolik hastalıklar, genetik hastalıklar, travma sonrası ortaya çıkan bedensel yetersizliklerin, nöral tüp defektleri (spina bifida) gibi hastalıkların başlıca tedavisidir.

Tedavide vücudu araç olarak kullanıp egzersizlerle beyni yeniden yapılandırmak ana prensiptir. Tedaviler her çocuğa özel olarak planlanmalıdır. Çocuklar, annenin gebelik süreci, doğum şekli, doğum sırasında yaşanan zorluklar, bebeğin doğum tartısı, baş çevresi, ailedeki genetik hastalıklar, yaşına göre tuvalet kontrolü ve beslenme alışkanlıkları, kullandığı ilaçlar ve eşlik eden hastalıkları açısından ayrıntılı değerlendirilmeli ve tedavi planlanırken bu değerlendirmeler göz önünde bulundurulmalıdır.

Tedavi sürecinde fizyoterapistler çocukların mevcut kapasiteleri doğrultusunda bir program çizmektedirler. Ancak fizik tedavi başlı başına tek bir yönden ele alınamaz. Tedaviden maksimum verimi almak için çok yönlü bir bakış açısı gerekmektedir. Çocuğun motor kapasitesi becerileri yapmak adına istendik düzeyde olsa bile altta yatan faktörler çocuğun gelişimini sınırlamaktadır. Günlük hayatımızda yürüyebilen ancak koordinasyonu zayıf, oturabilen ancak dengesini sağlayamayan çocuklar görürüz. Yapılan testler sonucu motor kuvvetin yeterli olmasına rağmen çocuk pozisyonunu koruyamaz, düşmeler yaşar. Bu noktada altta yatan problemin ne olduğu iyi bilinmelidir. Uzman kişilerin gözetimi altında problem kaynağı bulunup, hemen önlemler alınmalı, tedavi programına başlanmalıdır.

Böylelikle çocuk multidisipliner bir yaklaşımla maksimum düzeye ulaştırılabilir.

İhtiyacın tespiti doğrultusunda öğretmenler ve fizyoterapistler sık sık birbirlerine danışmaktadır. Ailelerin burada aklına takılan en büyük soru işaretlerinden birisi çocuğun fizik tedavi seanslarının azaltılmasıdır. Bu durumda mühim olan nokta derslerin dengeli bir biçimde dağıtılarak çocuğun ihtiyacının giderilmesidir.

Zaman zaman fizyoterapi seanslarının sıklaştırılması gerektiği gibi özel eğitim seanslarının sıklaştırılması gerekebilir. Bu tip durumlarda uzmanlar, ihtiyaç doğrultusunda en sağlıklı karara varıp size sunacaklardır.